“Avrupa görmüş adam, döndükten sonra uzun bir süre yine bir gün Avrupa’ya gitmenin hayaliyle yaşar ve bu arada yaşanmış anılarıyla hayallerini birbirine karıştırır, artık kendisi de anlattıklarının hangisinin doğru, hangisinin yalan olduğunun pek farkına varmazdı. Üç gün kaldığı bir şehirde üç ay kaldığını zanneder, üç-beş kelime konuşabildiği bir garson ya da satıcı kızı, vefalı bir sevgili yapardı...“
(Tanıtım Bülteninden)