“..Bir sabah uyandınız. Geç kalmış olabileceğinizi düşünerek saate baktınız. O da ne! Akrep ve yelkovanın gösterdiği rakamların anlamını kavrayamıyorsunuz. Bir terslik olmalı! Kalkıp mutfağa gittiniz. Çayın altını yaktınız. Her şey normal… Televizyonu açtınız. Sonra kapının arkasında asılı gazete ve ekmeği içeri alıp mutfağa götürdünüz. Televizyonda sabah haberleri var; ancak ekranın altından geçen yazıların ne anlama geldiğini çıkaramıyorsunuz! Gazeteye sarılıyorsunuz; oradaki yazıların anlamı da sizin için sır. Okuyamıyorsunuz. Mutfak masasının üzerindeki not defteri ve kaleme bakakalıyorsunuz! Bunlarla nasıl yazıyordum ben? Artık yazamıyorsunuz. Fark ediyorsunuz ki okuma ve yazma becerinizi kaybetmişsiniz. Bundan sonra sizi nasıl bir hayat bekliyor olabilir?
Okuyup yazmak ne kadar değerli, bunu hiç düşündünüz mü?